1- 7 HAZİRAN FENİLKETONÜRİ GÜNLERİ
Fenilketonüri, kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Anne ve babanın taşıyıcı olduğu durumlarda ortaya çıkar. Çocukların % 50’si taşıyıcı, % 25’i normal, % 25’i de hastalıklı doğar. Dünyada taşıyıcılık oranı 1/60’dır. Amerika ve bir çok Avrupa ülkesinde her 10.000-30.000 yeni doğanda bir görülür. Türkiye fenilketonüri hastalığının en sık görüldüğü ülkelerden biridir. Ülkemizde 3.000 - 4.500 yeni doğandan birinde görülmektedir ve her yıl ülkemizde 400 - 500 çocuk bu hastalıkla doğmaktadır. Ülkemizde akraba evliliklerinin yüksek olması, her 20 - 25 kişiden birinin taşıyıcı olmasına ve hastalığın sık görülmesine neden olmaktadır.
Hayatın ilk birkaç ayı içerisinde fenilketonüri hastalığı olan bebekleri sağlıklı bebeklerden ayıran özellikler fark edilemez. Hastalığın yeterince bilinmemesi, zeka geriliği gösteren çocukların bu hastalık yönünden incelenmemesi ve aileye gerekli danışmanlığın verilmemesi hastalığın daha sık görülmesine neden olmaktadır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
HASTALIĞIN TANISI VE TEDAVİSİ
Sağlık Bakanlığı, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve Fenilketonürili Çocukları Tarama ve Koruma Derneği işbirliği ile 1987 yılında Fenilketonüri Tarama Programı başlatılmıştır. 1993 yılına kadar Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde doğan bebeklerin taranması şeklinde 42 ilde uygulanan program, 1993 yılında 76 ilde doğum yaptırılan tüm sağlık kuruluşları ve evde yaptırılan tüm doğumları kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Amaç yeni doğanların fenilketonüri yönünden araştırılmasıdır. İlimizde tüm Toplum Sağlığı Merkezlerimiz ve Aile Sağlığı Merkezlerimizde yenidoğan bebeklerin fenilketonüri taraması için topuğundan kan alınmaktadır. Alınan numunelerin kontrolü İstanbul Refik Saydam Hıfzısıhha Laboratuarda yapılmaktadır. Şüpheli veya hasta çıkan vakalar bağlı bulunduğu sağlık kuruluşuna ve aileye bildirilmekte, takipleri ve tedavileri yapılmaktadır. İlimizde 46 fenilketonüri hastası tespit edilmiş olup tanısı erken konanlar tedavisine devam etmekte ve günlük yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürmektedirler
1- 7 HAZİRAN FENİLKETONÜRİ GÜNLERİ
Fenilketonüri, kalıtsal metabolik bir hastalıktır. Anne ve babanın taşıyıcı olduğu durumlarda ortaya çıkar. Çocukların % 50’si taşıyıcı, % 25’i normal, % 25’i de hastalıklı doğar. Dünyada taşıyıcılık oranı 1/60’dır. Amerika ve bir çok Avrupa ülkesinde her 10.000-30.000 yeni doğanda bir görülür. Türkiye fenilketonüri hastalığının en sık görüldüğü ülkelerden biridir. Ülkemizde 3.000 - 4.500 yeni doğandan birinde görülmektedir ve her yıl ülkemizde 400 - 500 çocuk bu hastalıkla doğmaktadır. Ülkemizde akraba evliliklerinin yüksek olması, her 20 - 25 kişiden birinin taşıyıcı olmasına ve hastalığın sık görülmesine neden olmaktadır.
Hayatın ilk birkaç ayı içerisinde fenilketonüri hastalığı olan bebekleri sağlıklı bebeklerden ayıran özellikler fark edilemez. Hastalığın yeterince bilinmemesi, zeka geriliği gösteren çocukların bu hastalık yönünden incelenmemesi ve aileye gerekli danışmanlığın verilmemesi hastalığın daha sık görülmesine neden olmaktadır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ
HASTALIĞIN TANISI VE TEDAVİSİ
Sağlık Bakanlığı, Hacettepe Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve Fenilketonürili Çocukları Tarama ve Koruma Derneği işbirliği ile 1987 yılında Fenilketonüri Tarama Programı başlatılmıştır. 1993 yılına kadar Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde doğan bebeklerin taranması şeklinde 42 ilde uygulanan program, 1993 yılında 76 ilde doğum yaptırılan tüm sağlık kuruluşları ve evde yaptırılan tüm doğumları kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Amaç yeni doğanların fenilketonüri yönünden araştırılmasıdır. İlimizde tüm Toplum Sağlığı Merkezlerimiz ve Aile Sağlığı Merkezlerimizde yenidoğan bebeklerin fenilketonüri taraması için topuğundan kan alınmaktadır. Alınan numunelerin kontrolü İstanbul Refik Saydam Hıfzısıhha Laboratuarda yapılmaktadır. Şüpheli veya hasta çıkan vakalar bağlı bulunduğu sağlık kuruluşuna ve aileye bildirilmekte, takipleri ve tedavileri yapılmaktadır. İlimizde 46 fenilketonüri hastası tespit edilmiş olup tanısı erken konanlar tedavisine devam etmekte ve günlük yaşamlarını sağlıklı olarak sürdürmektedirler